190 Strand, 2016

Birçok komisyonda olduğu gibi, bu proje de Londra’nın en köklü uygulamalarından bazılarıyla yarışılarak kazanıldı. Alan, Strand’a bakan nispeten dar bir cepheye sahip kentsel bir ada bölgesinden oluşuyor. En uzun cepheler Strand’den nehre uzanan Arundel Caddesi ve doğuda Inns of Court’un bulunduğu Milford Yoludur. Ağır ve yüksek bir beton plakanın bulunduğu alanın kaldırılması, Koruma Alanı’na ve hemen bitişiğinde 1. Derece olarak Listelenen St Clements Dane Kilisesi’ne ve Kraliyet Adalet Mahkemelerine pozitif katkı sağlama fırsatı yarattı.

Perakende cadde cephelerinin üzerindeki konut binasına ilişkin briften hareketle yeni mimaride karşılaşılan zorluk, görkemli Londra caddeleri Aldwych ve Strand’in şehir karakterini yansıtırken, ev amaçlı kullanımı ifade etmek oldu. Bu noktada en yakın paradigmalar, Paris konakları bloklarıdır. Bu Güzel Sanatlar geleneğinin yorumlanmasında bazı temel unsurlar dikey hiyerarşi, basit bir sokak ritmi, bağımsız blokların dışa vurulması ve güçlü bir çatı bölgesi olarak karşımıza çıkıyor. Ek olarak, dekoratif metal konstrüksiyon ve zemin katta halka açık sütunlar yer alırken, ölçekteki zıtlığı çağrıştırmaya veya aslında hem küçük ölçekli özel balkonları, hem de sokakların kamusal ölçeğini birleştirmeye yardımcı oluyor.

Dört cepheden oluşan alandaki geliştirme formu, iki avlu etrafında düzenlenmiş ve bir iç sütun dizisiyle birbirine bağlanan S şeklinde bir kentsel blok dizisi. Kentsel form, kaldırımın arkasına kadar uzanan cephelerle güçlendirilmiş durumda. Her yapı bloğunda, alanın değişen topografyasını yansıtan dikey bir hiyerarşiyle oluşturulmuş katmanlı bir taş, metal konstrüksiyon ve cam cephesi bulunuyor. Bunun üzerine lazerle kesilmiş metal telkari korkuluklar yerleştirilmiştir. STRAND adı verilen ve telif hakkıyla korunan desen, binanın tamamında denge ve uyum sağlamak üzere tekrarlanan bir motif olarak geliştirildi. Nerede kullanılırsa kullanılsın, dairelerin dışındaki manzarada ön plandadır; Londra sokak manzarasında bir ‘kaplama’ işlevi görür.

Motif ve teknik olarak telkari, arkadaki konut teraslarını gizleyen ‘mansart’ çatı formunu oluşturmak için de kullanılır. Bu unsurlar malzeme, renk ve desenin yakından ve daha uzak kentsel görüş noktalarından doğru bir şekilde algılanmasını sağlayacak şekilde kapsamlı ar-ge’den geçti. Boşluk yüzdesi, boyut veya açıklık ve tekrar ölçeği, geliştirme sürecinde temizlik ve rüzgar gürültüsü gibi daha basit konularla birlikte dikkate alındı.

Londra binalarında görüleceği üzere, mimari daha az şehir kimliğine sahip sokaklara yanıt verirken yerel dar geçitlerin dokusunu ve rengini yansıtmak için daha mütevazı bir malzeme olan tuğlaya başvuruyor. Milford Yolu’na bakan balkonlar ve geniş camlı alanlar, geçiş sağlayıp St Clements Danes’e kavuşacak şekilde kuzeye doğru açı alıyor. İlgili teklif, tarihi Tweezers Yolu’nu güney sınırına doğru geliştirip genişletirken, alanı bölen tüm bir caddenin tartışmalı bir şekilde ortadan kaldırılmasına yol açtı. Çevre düzenlemesinin ve kamusal alanın projedeki önemini en çok Hanların önündeki cadde ve ünlü sanatçı Andy Goldsworthy’nin büyük bir restoranla kaldırım üzerindeki sanat eserinin yer alacağı Arundel Caddesi’ndeki yeni sütun dizisinde görüldü. Tek katmandan oluşan yollar, dar sokaklardaki yerel barlara ve kafelere daha iyi erişim sağlıyor ve hanlardan geçen yolların oluşturduğu ağa bağlanıyor.

Dört katlı bir yapı olarak, dinlenme tesisi, yüzme havuzu, iş merkezi ve enerji merkezini kapsayacak şekilde konaklama imkanı sunuyor.