Selçuk Ecza genel Müdürlük Binası, 2013
Dinamik kütleler, ferah iç mekanlarla sıcak bir ofis yapısı..
Selçuk Ecza Deposu yeni ofis binası işverenin ‘kendini evinde gibi hissetmek istediği’ briefi ile tasarlandı. Ofis yapısı avlular, atriumlar hatta bahçelerle birbirine bağlanan konut formunda yedi ayrı ünitenin entegrasyonu ile oluştu. Az katlı yapı, Çamlıca ve çevresinde artan yüksek yapılanmaya nazire olarak, geleneksel Boğaz konut anlayışına, ölçek, organizasyon ve estetik bağlamında İstanbul’un konaklarına ve yalılarına bir göndermeyle, yok olmaya yüz tutan konut dokusuna saygı ile programlandı.
Küçük bir kasaba yerleşimi gibi , birbirlerine bağlanan dik çatılı yedi birimin oluşturduğu bir kampüs olarak tasarlandı. ‘Ev biçiminde’ tekil üniteler bahçeleri, çatı bahçeleri , üst ya da alt avlu ve patikalarla birbirlerine entegre edildi. Ara alanlarda yaratılan atriyumlara iç mekanlara daha fazla gün ışığı alınmasını sağladı.
Ünitelerin cepheleri metal bir korucu meşle örtüldü böylelikle gün ışığı iç mekanlara kontrollü olarak alındı. Böylelikle iklim kontrolü verimliliğini artırıldı. Yapıyı çevreleyen bu kahverengi örtü yumuşak ahşap efekti getirdi ve strüktürü birleştirerek bütünlük ve estetik anlamda dilbirliği sağladı.
Modern villaları hatırlatan binalarda, saydam cephe ve atriumlardan, günün farklı saatlerinde bir çok yönden alınan ışıkla, yüksek tavanlı ve geniş iç alanlarda, bodrum katına kadar, doğal aydınlatma ile sakin bir ruh hali yaratacak dengeli bir ışık-gölge atmosferi sağlandı.Beş katlı yapının üç katlı ofis kullanımına ve iki yeraltı katı otopark için ayrıldı. Otopark katının üzeri, birinci bodrum kat alt bahçe olarak düzenlendi.
Ofislerin yanı sıra , bahçeye direkt erişim sağlanarak ve bahçe mazarasına açık çok amaçlı salonlar , personel yemekhanesi, spor salonu ve dinlenme bölümleri zemin katta yer almaktadır; bodrum katta yer alan tüm birimler geniş pencerelerinin yanı sıra iç avlulardan da gün ışığı alacak şekilde konumlandı. Bu avlular aynı zamanda ofisler arasında çalışanların bir araya gelmesine imkan sağlayan sosyal bölgeler oluşturdu. Yan köprüler çatı terasları ile bağlantı kurarken binanın ana girişi yine bir köprü yoluyla zemin kattan sağlandı.
Birinci kat ( en üst kat) yemek salonları, etkinlik odaları ve VIP salonları da dahil olmak üzere yöneticileri ve ortaklar için özel ofis olarak tasarlandı. Üst katta, uzun yapılanmanın her iki ucunda ise asma katlı dubleksler karı-koca iki ortağın “özel dünyası” olmak üzere home-ofis şeklinde düzenlendi.
Yüksek tavanlı, bol ışık alan iç mekanlarının yanısıra avlu ve bahçelerinde çalışanların sosyalleşecebilecekleri , nefes alma alanları açan proje 2015 MIPIM’de “En İyi Ofis Yapısı’ ödülünü aldı. Yapı daha önce World Architecture Festival WAF 2013 jürisi tarafından da “daha sıcak, insani ve keyifli bir ofis atmosferi mefhumuna katkısı vurgusuyla ve sosyalleşme ve yaratıcılık öngörüsü”nü değerlendirerek birincilik ödülüne layık bulundu.